ZİHİN KONTROLÜ mümkün mü?




Beyin kontrolü mümkün mü?

İnsan beyni kontrol altına alınabilir mi? İnsanlara iradelerinin dışında bazı işler yaptırılabilir ve hatta cinayet işletilebilir mi?

1996 yılında yayımlanan "Beyin Kontrolü ve Tanımlanamayan Gizli Hükümetler" adlı kitabında Daniel Brandt, bir insana hipnozla bir cinayet işletilebileceğini iddia ediyor. Bazı uyuşturucu maddeler de insanların beyinlerinin kontrol altına alınmasında kullanılabiliyor. LSD'nin bunlardan biri olduğu öne sürülüyor.

Son yıllarda ABD'de yayımlanan araştırmalar, beyin kimyası çalışmalarında LSD'nin son derece önemli bir yere sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Doç.Dr. Ümit Sayın, Martin Lee ve Bruce Shlain'in "LSD'nin Tarihçesi" ve Jay Stevens'ın "LSD ve Amerikan Rüyası" adlı kitaplarından yola çıkarak, bu maddenin beyin yıkama faaliyetlerinde nasıl kullanıldığını 1998 yılında Artı Haber Dergisi'ne şöyle anlatmıştı: "1950-75 arasında CIA'de binlerce ajan sistematik olarak LSD testlerinden geçirildiği gibi, LSD'den yola çıkarak, pek çok yeni halüsinojen sentezlendi ve insanlar üzerinde zihin kontrolü, propaganda, beyin yıkama amacıyla kullanıldı. LSD'den daha etkili bir madde arayışı sonucunda ise Extacy sentezlendi."

Ümit Sayın, dünyadaki pek çok istihbarat örgütünün LSD ve benzeri binlerce psikoaktif ilacı kullandığını da söylemişti.Ümit Sayın’ın kara büyü kitapları ve zihin kontrol faaliyetlerine ilişkin çalışmaları göz önüne alındığında, Ergenekon Terör örgütün’deki işlevinin de ne olduğunun bize ip uçlarını vermiş oluyor;görüşmek için gittiği Salih Mİrzabeyoğlu’nun neden kovduğu da.

New York Times gazetesinin l6 Temmuz l977 sayısında şöyle bir haber yayınlandı:

"ABD insanlığın esir edilebileceği görünmez silahlar geliştiriyor."

l978 yılında Walter Boward adlı yazar, Operation Mind Control (Beyin Kontrol Harekatı) adında yayınladığı kitabında şunları anlatıyordu: "Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz, elektronik olarak beyinin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar, alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranış değişiklikleri terapisidir. CIA psikolojik silah stoklarını, psişik silahların değişik tiplerini geliştirmeyi başararak artırmıştır. Şimdi bu kabiliyetleriyle yeni tip bir harbe girişmesi mümkündür. Bu harp görünmez, muharebe sahası ise insan zihinleridir.

21 Temmuz 2000 tarihli Sabah gazetesinde yer alan haber, çalışmaların nerelere geldiğini gösteriyor.

"John St. Clair Akwei, 1996 yılında Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) aleyhine bir dava açtı. Akwei, NSA'nın kendisini sürekli olarak takip ettiğini ve davranışlarını kontrol ettiğini iddia etti. Akwei mahkemeye bu iddialarını destekleyecek yüzlerce sayfalık deliller sundu. Kaynak olarak birçok bilimsel ve akademik çalışmanın gösterildiği bu deliller, Project Freedom adlı internet sitesinde yayınlandı. İddiaya göre NSA, çok gelişmiş sistemleri aracılığıyla elektromanyetik alanları kullanarak istediği kişiyi dünyanın her yerinde takip edebiliyor, hatta elektrik dalgaları yollayarak kişinin düşünce ve davranışlarını kontrol edebiliyor. NSA'nın "sinyal istihbaratı" adı verilen bu sistemi, dünyadaki elektrik taşıyan her şeyin çevresinde bir manyetik alan olduğu ve bu alanların elektromanyetik dalgalar yaydığı teorisine dayanıyor. Geliştirilen dijital sistemlerle elektrik taşıyan bütün varlıkları nerede olursa olsun kontrol edebiliyor. Gönderilen sinyaller sayesinde hedef kişi başkalarının duymadığı sesler duyabiliyor ya da görüntüler görebiliyor. Bu yolla NSA istediği kişiye istediği şeyi hiçbir kanıt bırakmadan yaptırabiliyor.

Em. Kur. Albay Baha Kadıoğlu, Silahlı Kuvvetler Dergisi'nde yayımlanan bir makalesinde bu silahlarla ilgili bakınız neler söylemiş:

"Türkiye l977'li yıllar içinde beyin kontrol yöntemlerinin harp şeklinde uygulandığı ve bunun korkunç kâbusunun yaşandığı bir ülke olmuştur. Bu görünmez harpin gelecek yıllarda da devam edecektir. Yalnızca fiziki tedbirlerle önlenmesi mümkün görülmemektedir. Alınacak tedbirleri öğrenmek için en kısa zamanda parapsikolojik çalışmalara girmek mecburiyetindeyiz. "
(A.V.)

Hiç yorum yok: